Kalanşo Çiçeği Bakımı Hakkında Merak Edilenler

Minik yapısı ve şık görünümüyle konumlandırıldığı iç mekânları cıvıl cıvıl bir havaya sokan kalanşo çiçeği, özünde bir sukulent çeşidi olarak karşımıza çıkıyor. Asya kıtasında ve Afrika ana karasında doğal olarak yayılış gösteren Kalanchoe çiçeğinin, yüz yirmi beş farklı türü bulunurken, dünya üzerinde bu güzel çiçeğin en fazla çeşidinin bulunduğu mevkiinin Madagaskar Adası olduğu biliniyor. Bakımı öteki çiçekli bitki türlerine nazaran daha kolay olan kalanşo çiçeği, bu özelliği sayesinde bitki severler tarafından iç mekânların dekorasyonuna katkı sağlaması için sıkça tercih ediliyor. Yurt dışında, toplum içerisinde Ateşli Katy adıyla nam salan çiçeğin, doğru bakım rutini izlendiğinde, uzunca süre yaşamını sürdürdüğü gözlemleniyor. Evlerinde ya da ofislerinde Kalanchoe çiçeği büyütmeyi hedefleyen doğa aşıklarının aşağıda yer alan yol haritası niteliğindeki bilgileri öğrenmeleri ve uygulamaları başarılı sonuçlara ulaşmalarını sağlıyor.

Kalanşo Çiçeği Bakımında Toprak Nasıl Olmalı?

Kalanşo yetiştiriciliğinde genellikle kaktüs ve sukulentler için özel olarak hazırlanan ve bahcemarket.com adresinden kolayca satın alabileceğiniz toprak karışımları kullanılıyor. Humus ve organik madde bakımından zengin, iyi drenaj yapısına sahip olan bu toprak tipini desteklemek maksadıyla alt kısımlarında ihtiyaç fazlası suyun tahliye edilmesine olanak sağlayan delikler barındıran modern saksılar tercih ediliyor. Çiçeklerini dökmesinin sonrasında yılda bir kereye mahsus olmak üzere saksı değişimi yapılması önerilen Kalanchoe çiçeğinin saksısını yenilemek adına en ideal tarih nisan ayı olarak gösteriliyor. Kalanşo çiçeğinin saksı değiştirme işlemi yapılırken bitkinin gelişimini sekteye uğratmamak adına her seferinde mevcut saksıdan bir boy daha büyük yeni saksı kullanılması tavsiye ediliyor.

Kalanşo Çiçeği Güneşi Sever Mi?

Güneş ışığına doğru eğilim göstermesiyle bilinen kalanchoe çiçeğinin tam anlamıyla güneşten faydalanabilmesi adına ara ara ışık yönünde çevrilmesi doğru bir uygulama olarak biliniyor. Doğrudan kavurucu güneş ışığına maruz kaldığı durumlarda yapraklarında yanıklar meydana gelebilen kalanchoe’nun filtrelenmiş haldeki güneş ışığına bolca erişebileceği noktalarda konumlandırılması öneriliyor. Ortam sıcaklığı hususunda da duyarlılık gösteren kalanşo çiçeğinin kusursuz bir büyüme süreci geçirmesi adına 9 ila 13 santigrat derece ısıdaki ortamlara yerleştirilmesi gerekiyor. Yine soğuk kış günlerinde kalanşo çiçeğinin zarar görmemesi adına en az 6 santigrat derecede tutulması, bitkinin strese girmemesi için büyük önem taşıyor.

Kalanşo Çiçeği Bakımda Sulama Nasıl Olmalı?

Fazla sulama işlemine tabi tutulduğunda kök kısımlarında çürüme tehlikesi baş gösteren Kalancohe çiçeğini, kavurucu sıcaklıktaki yaz aylarında haftada 2 kez sulamanız gerekirken, kış sezonunda haftada bir defa su ile buluşturmanız yeterli oluyor. Doğası gereği bünyesinde su depolama özelliği bulunan kalanşo çiçeğini, sulamadan önce toprağının tamamen kuruduğundan emin olmalısınız. Bu noktada toprağın kuruluğunu tespit etmek için en bilinen etkili metot, parmağınızı yetiştirme toprağına sokarak kontrol etmeniz. Bu test sonucunda eğer elinizde nemli toprak kalıntısı olursa o an için sulama yapmanız gerekmiyor. Kalanchoe çiçeğinin sulama faaliyeti adına büyük önem arz eden bir diğer nokta ise sulama suyu sertliği ve ısısı olarak karşımıza çıkıyor. Optimum verime erişebilmesi için yumuşak pH değerinde ve oda sıcaklığında su ile sulanması önerilen kalanşo çiçeği, aksi durumda stres yaşayabiliyor.

Kalanşo Çiçeği Bakımında Gübreleme Nasıl Olmalı?

Hayatını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesi için dışarıdan ekstra gıda takviyesiyle desteklenmesi zorunlu olmayan kalanşo çiçeğinin, verimini artırmak ve görünümünü daha çekici hale getirmek adına bitki besinleriyle takviye edildiği biliniyor. Çoğunlukla yaz ve ilkbahar sezonlarında gübreleme yapılan kalanşo çiçeğinin beslenmesinde solucan gübrelerinden, kompozit gübrelerden ve potasyum bazlı gübrelerden yararlanılıyor. Özellikle olgunlaşma döneminde gübrelenen kalanşo çiçeğinin ilkbahar mevsiminden başlamak üzere temmuz ayının sonlarına kadar her 15 günde bir beslenmesi tavsiye ediliyor.