SALON BİTKİLERİ
Evinde bitki beslemeyi ve çiçekleri seven, görselliğe önem veren kişiler genellikle iç mekan süs bitkileri olarak da bilinen salon bitkilerini tercih etmektedirler. Evde beslenen bitkiler gerek bakımları gerekse özellikleri açısından çiçek severlerin dikkatini çekmektedir. Kişiler, bitkilerin bakımını öğrenmek için çeşitli araştırmalar yaparlar. Bitkiler canlı varlıklar oldukları için her birine özgü ayrı özellik barındırmakta, hassas davranılması gerekmektedir. Çiçek ve bitki bakımı, insan ruhuna iyi gelen bir uğraştır. Canlı oldukları bilindiği için her birinin kendine özgü olan gelişim süreci çiçekseverleri heyecanlandırır. Genel olarak Salon bitkileri daha çok şunlardır:
- SALON SARMAŞIĞI (POTHOS) BİTKİSİ:
Salon sarmaşığı bitkisinin menşei Büyük Okyanus’taki Haiti yakınında bulunan Mo’orea adasıdır. Bu bitki Yılanyastığıgiller olarak geçen Araceae familyasına aittir. Araceae kökleri dışarıda, dış köklü, topraktan sökük gibi anlamlara gelir. Bilimsel adı Epipremnum aureum’dur ve İngilizcede pothos olarak adlandırılır. Genel olarak arum da denir. Salon sarmaşığı Araceae familyasından tırmanıcı ve sürünücü özellikli, uzun ömürlü bir bitkidir. İç mekanlara oldukça uyumludur. Yapraklarının 2-3 yıl sağlıklı kalıması ve hızlı gelişim göstermesi iç mekan bitkileri arasında fazlaca seçilme nedenleri arasındadır.
Yapraklarının üstünde yeşil üstüne beyaz, krem ve sarı renklerle ebruli, kırçıllı desenler blunan saln samaşıkları, renklerine ve şekil kültivarlarına göre değişiklik gösterirler. Sarmaşık olarak adlandırılsa da saran bir bitki değildir. Her yaprağıyla birlikte bir iki kök çıkarır. Bitki bu kökleri kullanarak ağaçlara tırmanır. Kökler toprağa değmedikçe uzamayacağı için, toprakla temas önemlidir. 20 metre kadar uzayabilen salon samaşığı, ışık ve biraz güneş olan yerlerde oldukça gelişir ce yan dalları çıkar. Güneşin, sıcaklığın, nemli hava hareketlerinin artmasıyla yaprakları devleşir ve parçalı şekil alır. İç mekanlarda tercih edilen salon sarmaşıkları bu kadar fazla güneş, sıcaklık, neme ulaşamadığı için genellikle küçük yapraklıdır.
Kışın -1 derece soğuğa dayanıklı olan salon sarmaşığının kuzey yönlerden direkt rüzgar yememesi gerekir. Rüzgar yerse toprağın üzerinde kalan kısımlar ciddi zarar görür. Bunun dışınsa gerekli şartlar altında yetiştirilen salon sarmaşığı devamlı yeni yapraklar üretme potansiyeline sahiptir. Evde unutulsa dahi, suszluğa dayanıklı ve ışığa çok ihtiyaç duymayan bir bitkidir. 1970’li ve 80’li yıllara kadar evlerin özellikle misafir odalarının süsleyen salon sarmaşığı büyütmek, evlere nostaljik bir hava da katmaktadır.
Evlerin duvarlarında kendi yolunu çizen ve tırmanan salon sarmaşığının bakımı ise şöyledir:
Her toprağa uyum sağlayabilen salon sarmaşığı, kolay çoğaltılabilir bir yapıya sahiptir. Saksı ve toprak değişimine dikkat edildiği sürece sürekli çoğalır. Az ışık ve bir iki hafta bir sulama ile dalları gürleşir ve evinizi adeta yağmur ormanlarına çevirir. Sulama eğer toprak kuruysa yapılmalıdır. Karanlık yerlerde daha iyi büyüyen salon sarmaşığı, direkt olmayan filtrelenmiş ışığı sever. Altında delik olan bir saksı onun için daha uygundur. Saksının boyu bitkinin köklerinin nemlenerek çürümesini önlemek için en az 5 cm daha uzun olmalıdır. Bitkiyi bir lavaboda veya küvette, alttaki delikten su akana dek sulayabilirsiniz. Çoğaltması ise oldukça eğlenceli ve basittir. Bitkinin uzun bir dalını seçilir. Ucunda en az 2-3 yaprağı kalacak şekilde, yumrularının 1-2 cm ötesinden kesilir. En altta, yumrunun yanında kalan yaprak da kesilir. Bir kavanoz veya bardak suyla doldurulur ve bu dalı içine atılır. Pencere kenarında veyadirekt ışık almayan bir yerde, birkaç hafta köklenmesi beklenir. Köklendikten sonra yeni bitki toprağa alınır.
- ORKİDE:
Rengarenk ve hoş kokulu, zarif ve hassas bu çiçeğin Latince ismi "Orchidaceae"dir. Orkide, yaygın olarak orkide ailesine mensup çiçekli bir bitkidir. Orkidegiller ya da Salepgiller, Asparagales familyasındandır. Dünya üzerinde 28 binden fazla türü bulunduğu söylenen orkidegiller, yaklaşık 763 cinstir. Daha çok tropikal iklimleri seven orkide dünyanın her bölgesinde yetişebilir. Türkiye’de 24 çeşiti bulunmaktadır. Dünyada en geniş ikinci familyaya sahip olan, asalaetin ve zerafetin göstergesi bu çiçeğin yaprakları; sıralı, pul şeklinde veya damarlı olur. Türkiye’deki yaygın çeşitleri ise; Anacamptis (Sivrisalep), Barlia (Patpatanak), Cephalanthera (Çamçiçeği), Coeloglossum (Kurbağasalebi), Corallorhiza (Kurbağasalebi), Dactylorhiza (Balkaymaksalebi), Epipactis (Bindallıçiçeği), Epipogium (Cazısalebi), Gennaria (İkisalep), Goodyera (Yersalebi), Gymnadenia (Başaksalebi), Himantoglossum (Keşkeşçiçeği), Limodorum (Saçuzatan), Listera (Pisipisisalebi), Neotinea (Benliçamsalebi), Neottia (Asalaksalep), Ophrys (Arısalebi), Orchis (Salep), Platanthera (Sümbülsalebi), Serapias (Sağırkulağı), Steveniella (Takkelisalep), Spiranthes (İncisalebi),Traunsteinera (Yaylasalebi), Orchiserapias (Sağırsalebi), Serapicamptis (Sivrikulak), Dactyloglossum (Yamuksalep) orkidesidir ve genellikle bu türleriyle evlerimize misafir olmaktadır. Türkiye’de en çok satılan çiçeklerden olan orkide, hem hediye olarak hem de evlerde süs bitkisi olarak sıkça tercih edilmektedir. En yaygın orkide çeşitleri; Cymbidium, Miltonia, Phalaenopsis ve Paphiopedilumdur.
Cymbidium: Gün ışığını çok sevmez. Fakat gövdesi güneş ışığına doğru eğileceği için düzenli olarak hareket ettirilmeli ve ışığın her yerine eşit geldiğinden emin olunmalıdır. Dayanıklı ve uzun ömürlüdür. Bu sebeple ev ve iş yerlerinde sıklıkla tercih edilir.
Miltonia: Yetiştirilmesi ve bakımı diğer orkide türlerine göre oldukça kolaydır. Her mevsimde oda sıcaklığını sever ve yaprakları diğer orkide türlerine kıyasla daha uzundur. Hava akımından çok kolay etkilenmesi sebebiyle, direkt rüzgarlara maruz kalmaması gerekir.
Phalaenopsis: En çok bilinen, tanınan orkide türüdür ve bakımı en kolay olan orkidedir. Yılda iki kez beyaz, pembe ve mor olmak üzere çiçek açar.
Paphiopedilum: Gölgeyi seven ve güneş ışığını direkt aldığında yapraklarında koyu renkli lekeler oluşan, terlik orkide olarak da bilinen bu cins içerisinde, yaklaşık 80 orkide türü barınır.
Hediyelerin en zarifi, evlerin en güzel çiçeklerinden biri olan orkidenin bakımı ise şöyledir:
Yılda en az iki defa çiçek açan orkideler, iyi bakılırlarsa üç veya dört kez de çiçek açabilirler. Öncelikle sulamada kullanılan suyun kalitesi büyük önem taşır. Şebeke suyu yerine içme suyu kullanılması orkidenin sağlığı açısından önemlidir. Havadar ortamları ve ışığı severler fakat direkt ışığa maruz kalmamaları gerekir. Tüm bunlar kadar içeğin yeri de oldukça önemlidir. Buna ek olarak, orkideler % 40-70 arasındaki nem oranını severler.Orkidenizin bulunduğu ortamın nem oranının yetersiz olduğunu düşünüyorsanız saksı tablasına çakıl taşı dizip taşların üst seviyesine çıkmadan su doldurup saksıyı çakıl taşlarının üstüne yerleştirebilirsiniz. Çiçeğinizi günde bir kez fısfısla nemlendirmeyi de unutmamalısınız.
Orkidelerin bakımında kafa karıştırıcı kısımlardan biri de nasıl sulanacağı ile ilgilidir. Orkide sulama işlemi; saksının boyutuna, malzemesine ve ortamın nem durumuna göre değişmektedir. Ayrıca orkidenin yetişkin veya yavru olması da sulamayı etkiler. Yavru orkideler, yetişkinlere oranla devamlı nemli kalmak ister.
- Kış aylarında yedi günde bir sulamanması gereken orkideleri yaz aylarında dört günde bir olacak şekilde sulayabilirsiniz.
- Sulama işlemini sabah saatlerinde, sıcaklık seviyesinin düşük olduğu bir zamanda yapmak daha faydalıdır. Sulamaları aynı saatlerde yapmak da önemlidir.
- Saksıyı bir lavaboya koyarak ve toprağı tamamen ıslatarak sulamalısınız. Eğer musluk suyunuz çok kireçli değilse, onunla da orkideyi sulayabilirsiniz. Orkide çiçeğinin toprağının tamamı ıslanmalı ve fazla su saksının altından süzdürülmelidir. Eğer fazla su saksı tablasında kalırsa orkidenin kökleri çürür.
Orkide bakımında sulamanın önemi görüldüğü üzer çok büyük buna ek olarak bitkinin köklerinin hava almasına izin verecek toprak seçimi yapılmalıdır. Gübreleme, saksı değişimi ve orkide budama da önemlidir. Saksıları sık sık değiştirmemek, uygun gübreler almak ve köklerine zarar vermeden budamak gerekir.
- ANTORYUM:
Anavatanın Orta ve Güney Amerika’nın yağmur ormanları olan Antoryum çiçeği diğer bir adıyla flamingo çiçeği, yılanyastığıgiller familyasına mensup bir bitkidir. Konukseverlik, bereket ve mutluluğu temsil eden özel bir çiçektir. Yaprakları cilalı bir görünümdedir ve dikkat çeker. Yaklaşık 800’ yakın türü vardır. Ev ve ofis ortamlarında oldukça sık tercih edilir. Genellikle kırmızı rengiyle bildiğimiz çiçeğini beyaz, yeşil, pembe tonları da mevcuttur. Halk arasında flamingo, boyalı dil ve ressamın paleti gibi isimlerle de anılan antoryum çiçeği, bakımının kolaylığı ve etkileyici görüntüsü ile hem çiçek sahiplerini hem de görenleri etkilemektedir. Gerekli sıcaklık sağlandığında yıl boyu çiçek açabilir.
Bakımı: Genellikle salon bitkilerinin özelliklerini taşır. Rüzgarı ve direkt güneş ışığını sevmez. Bitkinin yaz aylarında haftada 3 kez diğer zamanlarda ise iki ve üç günlük aralıklarla iki kez sulanması yeterlidir. Tabağında çok uzun süre su bekletilirse çürüme meydana gelebilir. Kış aylarında yaz aylarına göre daha az sulanmalıdır. Kurumuş yapraklarının mutlaka budanması gerekirken kesilen bölgeden çiçeğe hava akımının girmemesi için taze kesikler mutlaka belli bir süre kapatılmalıdır. Çoğunlukla yaz aylarında çiçek açan kış aylarında ise dinlenmeye geçen bu çiçeğin gelişimi yavaş ilerler. Çoğaltma işlemi için en uygun dönem ise Mayıs ayıdır.
- DİFENBAHYA:
Salonların vazgeçilmezi, yeşil güzel difebahya, yapraklarında biriken nemin akmasıyla damlacıklar oluşturduğu için “ağlayan çiçek” olarak da bilinir. Popüler bir süs bitkisidir. Bakımı oldukça kolay olan difenbahya çiçeği tropikaldir. Yeşil geniş yaprakları üzerine yer alan sarı bölgeler difenbahya çiçeğine etkileyici bir görünüm kazandırır. Salon bitkileri olarak sıkla tercih edilme nedenlerinden biri de görünüşü ve kolay bakımına ek olarak uzun ömürlü olmasıdır. İç mekan dekorasyonlarına etkileyi bir hava katmaktadır. Difenbahya çiçeği, araceae (arum) familyasına ait bir bitkidir. 200 kadar türden oluşmasına karşın bilimsel olarak kabul edilen 56 türü vardır. İri yaprakları olan difenbahya çiçekleri dallanarak büyümezç Büyük yapraklara sahip olmayan difenbahya türleri daha fazla dallanarak gelişim gösterir.
Bakımı: Yer ve iklim seçmezler. Bakımı kolaydır ve çabuk çoğalırlar. Her ne kadar bakımı kolay olsa da hızlı ve sağlıklı gelişim göstermesi için püf noktaları vardır. Aydınlık ortamları severler. Gün ışığına doğru eğilirler bu sebeple güneşi her yönüne göstermek gereklidir. Duvara yahut mobilyalara, başka bitkilere temas etmemelidirler. Rüzgarlı, klimalı ortamlarda bulunmamaları gerekir. Besin değeri yüksek topraklarla beslenmeli ve toprakları yılda bir kez değiştirilmelidir. Vitamin ve mineral takviyesi ile de yaprakları coşar. Sulama, her çiçekte olduğu gibi bu çiçekte de kritik öneme sahiptir. Toprağın nemi kontrol edilerek, her bir alan eşit miktarda ıslanmalıdır. Sulamada kullanılan su dinlenmiş olmalıdır. Yaz aylarında ısınan havalar ile birlikte difenbahya daha fazla sulanırken kış aylarında daha seyrek sulanmaktadır. Çoğaltmak için: gövdesinde boğum çizgileri bulunan difenbahya bitkisinin birden fazla dalı varsa seçilen gelişmiş bir dal kesici yardımıyla boğum çizgisinden kesilir. Kesilen dal oda sıcaklığında dinlendirilmiş su içerisinde bırakılır. Bitkinin daha hızlı köklendirilmesini sağlamak amacıyla su içerisine uygun vitamin mineral ya da küp şeker eklenebilir. Su içerisinde köklenen difenbahya dalı kökleri 10 ila 15 cm’e ulaştığında yeni bir saksıya ekilebilmektedir.
- DEVETABANI:
Bilimsel adı “Monstera deliciosa” olan devetabanı bitkisi; kasırga tesisi, meksika ekmek kızartması, isviçre peynir bitkisi gibi farklı bölgelerde benzetme ve özellik yönünden farklı isimlerle anılırlar. Bahçesi olmayan ve evde çiçek beslemeyi çok sevenlerin tercih ettiği bir bitkidir. Deve tabanı, bileşikgiller familyasından nemli yerlerde yetişen bir bitkidir. Alternatif tıpta yaprakları çiçekleri kullanılmaktadır. Araceae arum ailesinin üyesi olan bu bitkinin kökleri havadadır. 25-75 cm genişliğinde 25-90 cm uzunluğunda geniş, kürklü, parlak, kalp şeklinde yapraklarla 20 metreye kadar büyüyebilen bir bitkidir. Belirgin kesikleri ve delikleri olan çekici yapraklara sahiptir. Genç bitkilerin yaprakları tamamen kırılmış olabilir. Geliştikçe, karakteristik delikler ve bölünmüş kenarlar elde edilir. Deve tabanının genç olanları kalp şeklinde yapraklara sahiptir. Açık havada yetişenleri yaklaşık yirmi metre yüksekliğe tırmanır. Örnek olarak; Panama ve güney Meksika’yı verebiliriz. Tırmanıcı olduğu için evlerde geniş alana ihtiyaç duyarlar. Türleri arasında; monstera deliciosa, monstera borsigniana, monstera variegata, monstera adansonii, monstera pinnatipartita, monstera dubia, monstera siltepecana, monstera obliqua, rhaphidophora tetrasperma veya mini monstera yer almaktadır.
Bakımı:
Organik bir toprak türü olan torflu ve biraz kumlu toprak karışım ona iyi gelir. Yarı gölge ve gölge alanlardan hoşlanır. Direkt güneş ışığına maruz kalmaması gerekir. 26 derece sıcaklık idealdir. Normal oda sıcaklığı (21 derece) onun için uygundur. Üstündeki sıcaklıklarda nem artışı sağlamak için ortama su dolu kap yerleştirilmesi bitkiye fayda sağlar. Yaz mevsiminde bolca su ister. Haftada 1 kere üstten sulama yapılması yeterlidir. Tabakta fazla su varsa dökmek gerekir. Sulama işleminde toprağın kuru olduğuna dikkat edilmelidir. Kışınsa sulama biraz daha azaltılmalıdır. Arada bir yapraklarına da su püskürtülmeli, yaprakları ıslak bezle düzenli olarak silinmelidir. Rüzgardan korunmalı, yılda 1 defa vitamin verilmeli, düzenli budama yapılmalıdır.
- AŞK MERDİVENİ:
Aşk merdiveni çiçeğinin Latincede kullanılan anlamı Fujer çiçeğidir. Aşk merdiveni olarak bilinen Nephrolepsis exaltata, bir eğrelti otu türüdür. Oldukça zarif görünümü ile hem iç hem de dış mekanlarda tercih edilebilir. Bakımınını çok zor olmaması sebebiyle ev ve ofislerde sıklıkla tercih edilir ve saksıda yetiştirilir. Çiçeği çok sık yapraklı bir bitki türüdür. Süs bitkisi sektöründe en çok kullanılanı düz yapraklı Nephrolepsis Exaltata ve bunun kavisli yapraklısı Nephrolepis exaltata ‘Bostoniensis’ kültivarıdır. Küçük yaprakçıklarının dalgalı, kıvırcık gibi olan kültivarları da türetilmiştir. Belirli bir anavatanı yoktur. Nephrolepis exaltata tropikal kuşakta çok sık yetişir. Aşk merdivenleri çiçeksiz bitkilerdendirler. Tohum olarak bilinen organları aşk merdiveni yaprakçıklarının arka yüzünde gelişir. Nokta nokta guruplar halindeki taneler çok küçüktür ve çimlendirmek oldukça zordur. Kökleri ince saçaklıdır ve rastgele fındık kadar yumrular oluşturur. Bitki yaşlandıkça kökleri çok sert ve kalın bir hal alır. Yumrular sadece su ve besin deposu amaçlıdır. Evinizin havasını değiştirip, rahat nefes almanızı sağlarlar.
Bakımı: Nemli hava esintileri olan sıcak yerlerde hızlıca gelişirler. Aşk merdiveni hem güneşe hem gölgeye uyum sağlayabilir. Sabah veya akşam güneşi alabilen, gündüz boyu kuvvetli aydınlık olan bir yerde tutulduğunda sağlıklı büyüyebilir. Havası kuru memleketlerde sıcak günlerde yapraklarına sık sık su püskürtülmelidir. Aşk merdiveni bitkisi tüm eğrelti otları gibi asit karakterli topraklarda daha çok verim sağlar. Toprağın humuslu ve yüksek besleyici aynı zamanda suyu anında süzdüren yapıda olması şarttır. Düzenli olarak sıvı besin takviyesi veya granül gübreler sulama suyunda eritilerek bitki beslenebilir.
Aşk merdiveni ılık ortamları sever. Yaz aylarında uygun nem isteği karşılandığı sürece 30 santigrat, kışın ise en düşük 10 santigrat dereceye kadar dayanabilir. Nemli toprağa temas ettiğinde hemen kök atan rizomlarıyla (kök gövdeleri) kolaylıkla çoğaltılabilirler. Önemli bir noktaysa aşk merdivenin özsuyu, teni duyarlı alerjik bünyelerde bazı cilt reaksiyonlarına, alerjik tepkimelere neden olabilir.